HAFIZAMIZI GÜÇLÜ KILMANIN PRATİK İPUÇLARI
- Prof. Dr. Atilla İLHAN
- 11 Oca 2017
- 2 dakikada okunur

İlerleyen yaşlarda öğrenmenin zor hatta mümkün olmadığına dair halk arasında güçlü bir kanaat vardır. Halbuki yapılan çalışmalar bunun doğru olmadığını, ilerleyen yıllarda da yapılabilecek çok şeylerin olduğunu gösteriyor. Henüz öğrenmenin biyolojik anlamda nasıl gerçekleştiğini net olarak bilmiyoruz. Öğrenme ile ilgili en tutarlı görüş; beyinde yeni yolların-devrelerin oluşmasıdır. Açıklamak gerekirse, beynimizde bulunan hücreler arasında pek çok bağlantılar var. Bu bağlantıların sayısı yeni bilgi öğrenildiğinde artmakta ve kısa bağlantılarla desteklenmektedir. Böylece bu yollardan trafik akışı kolaylaşmakta, ara bağlantılarla da hızlanmaktadır. Her yeni bilgi yeni yollara neden olmakta böylece beyin içinde son derece karmaşık yol ağları oluşmaktadır. İşte bu yeni yolların oluşumunda en önemli faktörlerden birisi kişinin konusuna odaklanmasıdır. Modern hayatta genellikle en önemli sorun, pek çok etkenle başa çıkma koşturmacasında yaşanılan zihin karmaşıklığıdır. Özellikle yaşam stresi odaklanamamada en önemli etkenlerdendir. Bilinç altında geleceğini, yarın ne olacağını düşünen beyin yorgun düşmekte ve yeni yollar oluşturamadığı gibi eski yollarını da kaybetmektedir. Beyni dinlendirmenin en önemli yollarından biri şüphesiz olaylara iyimser yönden bakabilmektir. Her olayı güzel taraflarını görebilmek, güzel düşünebilmek ve böylece hayatından lezzet almak şeklinde özetlenebilir. Bir diğer kural az da olsa sürekli olarak zihin egzersizleri, tekrarlar ile hafızayı canlı tutmak. Bunu günümüz teknolojisinde bilgisayarların ön belleğine benzetebiliriz. Yeni öğrenilenler ön bellekte kısa süreli olarak kalmaktadır. Bunlar sık tekrarlar ile pekiştirilmekte ve kalıcı belleğe kaydedilmektedir. Böylece bilgisayarı yıllar sonra da açsak o bilgiye yeniden ulaşabilmekteyiz. Bu arada fiziksel egzersizin yerini de zihin gelişimi için vurgulamadan geçmek yanlış olur. Yapılan çalışmalarda aktif egzersize tabi tutulan farelerde, kafeste kısıtlananlara göre problem çözme yeteneklerinin daha iyi geliştiği görülmüştür. Her yaşın kendine göre güzelliklerini görmek, gelecek kaygısı ile hayatı zehir etme yerine elindekinin kıymetini bilmek, daima ümitvar olmak en güzeli olsa gerek. Bu konuda birkaç güzel söz: “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” Hz. Mevlana “Dökülmüş sütün arkasından ağlanmaz” İngiliz Atasözü “Güçlük kolaylıkla beraberdir, kendine gel, ümidi bırakma! Akıllı insan bilir ki, ölümün arkasında bile daha güçlü bir hayat beklemektedir” Mevlana “Hayat dardır, doğru, ama umut da geniş” Goethe “Her şeyin yok olduğu anda bile ümit vardır” Thales
Son Yazılar
Hepsini Gör- Bazı hastalıklar henüz tam olarak ortaya çıkmadan önce, bir takım belirtiler ile kendilerinin geleceklerini haber verirler. Bunlara...
Commentaires